Bir vakt-i haldir ki araf gibidir.
Ne cennet ne cehennem. Araf !
(Amin Maalouf)
En beteri böyle Araf’ta beklemekti.
(Kahraman Tazeoğlu)
Ruhum araf, bedenim harap, sesim ziyan..
Araf, hayattır. Tarafsa insanin bizzat kendisi.
(Gökçen Erdoğan)
Ne cennet,Ne cehennem,Ne dünya! Araf’ım ben…
(Sezai Karakoç)
Benden kalan boşluğa kırmızı bir araf düşüncesini koy.
Araf yolcuları.Tarih boyunca var olmuş bir katiller ordusu.
(Christophe Grangé)
Ve Araf kokulu uzak bir yağmur, Hâlâ düşüncemde sonsuz yalnızlık.
(Ahmed Arif)
Yaşamak desem değil, Ölmek desem değil, Bir araf, Tam şuramda…
(Şükrü Erbaş)
Cennet hurilerine cehennem gelir Âraf.Sor bir de cehennemdekilere.Cennet gelir Âraf.
(Şeyh Sadi Şirazi)
Ölen sadece vücuttur, ruh değil.Ruh cehenneme, Araf’a yada cennete gider, ama ölümsüzdür.
(Maxime Chattam)
Araf ülkesi mi bu? Bir taraf yasak elma diğeri çarmıha gerilmek… Söyle hangi zindanına kabul edersin beni?
Seven ol, sevilen ol ve sevdiğine aynı zamanda Allah’ı sevdiren ol! Allah sevgisine varmayan her sevgi, Araf’tır, Araf’tadır..
(Sinan Yağmur)
Çünkü Araf yalnızlığın yeridir. Seni diğerlerinden ayırır. O mertebeye erişebilmek için çelik gibi bir kalp gerekir. Anlatabiliyor muyum?”
(Vladimir Bartol)
Araf; arada kalmaktır. Karanlık ile aydınlığın, aşk ile nefretin, akıl ile deliliğin, ölüm ile yaşamın, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün arasında kalmaktır.
Ben araf’tan ileri geçemedim. geçemem de artık.Ama sana cennetin haritasını veriyorum.Unutma ki biraz da seni taşıdığım için dizlerimin dermanı kesildi.Bu bir şikayet değil, bir ikaz. Nerelerden geçtik bilemezsin.
(Cemil Meriç)
Yol, insanın araf duygusunu en çok hissettiği yer sanırım; bir yerden bir yere giderken aslında hiçbir yerde olmamak hâlini yaşıyorum. Iki mekan arasındaki hiçlik. Iki hal arasındaki yokluk. Iki menzil arasındaki zaman boşluğu.
(Tarık Tufan)
İzin vermiyor içimdeki eşik ,Onca yol tarif ettim, şimdi bilmiyorum.Araf mı, dumrul mu geçemediğim.Yürüyüp geçsem içim duracak sanki..Dursam, kederimden öleceğim
(Murathan Mungan)