Çınar ağaçları Devleti, Erguvan ise Halkı temsil eder.
Ayşe Yandayan
Bahara, Boğaz’a ve dolayısıyla İstanbul’a en yakışan şey Erguvan.
Tuğba Tarakçı
Bahar oldu güzel, evde durulmaz…Bu mevsimde erguvana doyulmaz.
Erguvanlar geçip gittiler bahçelerden, Geriye sadece erguvanlar kaldı.
Hilmi Yavuz
Kültürümüzde gülden sonra adına bayram yapılacak ikinci çiçek erguvandır.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Mezarlıktan denize doğru Bir erguvan yolculuğu İki dünya birbirine dolaşıyor.
Şükrü Erbaş
Gümüş takımlar ya da erguvan giysiler, Yaşamda değil, tragedyalarda işe yarar.
Sokrates
Biraz bahar gerekiyor Allah’ım ben hiç iyi değilim biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor.
İsmail Kılıçarslan
Erguvan pembesinden arındırılmış bir Boğaziçi,baharda gelinini yitirmiş duvağa benzer.
Mustafa Kutlu
Kaynağını bilemediğim mutlulukların adı bahar. Metrelerce mutluluk, rengi erguvan, kokusu mor salkım. “Kalbimde bir bahar gizli deseydi kış, kim inanırdı ona” demiş ya Halil Cibran.
Marmara’da, Boğaz’ın sularında gün batımlarının ayak izleri hala erguvandır. Şeker pembeliklerinden portakal kızıllıklarına alacalanan renk cümbüşü… Bir zamanlar bu kıyıların yoğun yeşilliklerine, uzaklarda kat kat açılan sabahın mavi sisine vurup durmuş mor alacası da erguvan şenliğiyle tanımlanır… Erguvan Fısıltıları
Senin gündüzün benim gecemdir, tepelerde oynaşan öğle ışıklarından ve vadilere uzanan erguvan gölgelerden söz ettiğimde bile; çünkü sen benim karanlığımın şarkılarını duymazsın, göremezsin yıldızlara çarpan kanatlarımı; ben de çok mutluyum beni görmediğin, duymadığın için. Ben geceyle baş başa kalmak isterim.
Halil Cibran
Gömleğinin bir teli nasıl bütün diğer tellere benziyorsa öylece sen de alelade insanlara benzemek istiyorsun. Ben, sadece parlak olduğundan değil, fakat nereden kullanılırsa kullanılsın, orasını güzelleştirdiği için makbul sayılan erguvani renkte bir kuşak olmak isterim. Niçin bana başkaları gibi olmamı tavsiye ediyorsun? O zaman sadece iplik olacağım, kadife olmayacağım.
Epiktetos
İstanbul surlarının üstünde çok eski bir sabah ezanının oracığa takılmış kırık parçasına benzeyen küçük bir camiin, Manavkadı Camii’nin yıkık duvarları arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacı vardır ki, bana gösterdikleri günden beri her bahar bir kerecik olsun ziyaretine gider, bu şehrin sabahlarından toplanmış hissini veren mahmur bakışlı kandillerini seyrederdim.
Ahmet Hamdi Tanpınar
İstanbul’da çok sık görmeye başladım erguvan ağaçlarını. İstanbul’un meydanlarına yapılan o ucube demirden ağaçları içlerine sindirememiş olsalar gerek ki protestoyu güçlendirmek için giderek çoğalıyorlar sanki. Kısacık süreli bir protesto bu. Hepsi hepsi on beş, yirmi gün. Sonra kaybolup gidecekler. Yani bütün o başkaldırı yalnızca on beş yirmi gün sürecek. Sonra yine o kimin, niçin yaptırdığı anlaşılamayan çirkin, demirden ağaçlarla kalacağız orta yerde. Her gördüğünüz yerde durup bakın erguvanlara. Çünkü yalnızca onlar kaldı çirkinleşen, tekdüzeleşen çevreye başkaldırıyı inatla sürdüren.
Mahfi Eğilmez
Tüm Hakları Saklıdır ©
Bir Yorum Bırak