Franz Kafka Sözleri
Kitaplar uyuşturucudur.
Bir kafes kuş aramaya çıkmış.
Dikkat dağıtan her şey kötüdür.
Özgürüm ve bu yüzden kayboldum.
Kendimden başka hiçbir eksiğim yok.
Bildiklerimi kullanmaktan hoşlanırım.
Parmaklıklarımı içimde taşıyorum ben.
Aşk çelişkilerle dolu bir tiyatro oyunudur.
İlk izlenimlere hiçbir zaman güven olmaz.
Uyu, uyan, uyu, uyan… Acınası bir yaşam.
Sen ödevsin. Ama görünürde öğrenci yok.
Ama bütün dumanların altında ateş vardır.
Kötüyüm, iyiyim; hangisini tercih edersen.
Kabul görenden değil, doğru olandan başla.
Bir tutsağım ben. Dokunmayın zincirlerime.
Hayatın anlamı, bir gün sona erecek olmasıdır.
Her dil, kötü bir çeviriden başka bir şey değildir.
Hiçbir eksiğim yok. Kendime muhtacım yalnızca.
Sonsuzluk olsam bile kendimin içinde çok darım.
Korkum benim maddem, belki de en iyi yanımdır.
En kötüsü de sahip olmadığın şeylere ait olmandır.
Dünya ile arandaki savaşta, dünyanın tarafında ol.
Biraz daha uyusam da bütün bu saçmalığı unutsam.
Dar bir çember içinde olmak en saf ve temiz olanıdır.
İnanç giyotin gibidir; onun kadar ağır, onun kadar hafif.
Bir kitap içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
İnsanlara yakın olmak, kişiyi kendisini gözlemlemeye iter.
Yazılanlar, deneyimlerin ardından kalan tortulardır sadece.
Aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak seni görerek.
Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey ciddi değildir aslında.
Umudunu yitirme, umudunu yitirmeyeceğin konusunda bile.
Seninle dünya arasındaki bir kavgada dünya üzerine bahse gir.
İçinde inanç olduğu sürece, en küçük bir hareket bile kutsaldır.
Sadece bizi yaralayan ve bıçaklayan türden kitaplar okumalıyız.
İyi, bir bakıma huzursuz edicidir. Yazmak, olağanüstü bir ödüldür.
Bir hedef var ama yol yok bizim yol dediğimiz şey bir duraksamadır.
Bütün hayatımı, onu sonlandırma arzusuna karşı koyarak harcadım.
Bazı kitaplar, kişinin kendi kalesindeki bilinmeyen odaların anahtarıdır.
Umut olmasına var sınırsız denecek kadar umut var ama bizim için değil.
Gerçek kuşkusuzluk öğretmene, sürekli bir kuşkusuzluk öğrenciye düşer.
Her devrim buharlaşır ve ardında sadece yeni bir bürokrasi tortusu bırakır.
Gerçek ve kalıcı bir değere sahip her şey, daima içimizden bize bir hediyedir.
Kötüye bir kere kapılarını açmaya gör kendisine inanılmasını beklemez artık.
Rahatça yaşamak için değil, rahatça ölmek için insanlardan uzak duruyorum.
Yazmak, mutlak bir yalnızlıktır; kendi içindeki buz gibi uçurumlara düşmektir.
Kıymetli bir insan, kendisinden bir şey istendiğinde onu hemen yerine getirir.
Sahip olmayıp ihtiyaç duymaktansa, ihtiyaç duymayıp sahip olmak daha iyidir.
Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye inananı inanca götürür bu.
Uyku, var olagelmiş en masum, uykusuz bir insan ise yaşayan en suçlu yaratıktır.
Bir noktadan sonra vazgeçmek olanaksızdır. Erişilmesi gereken nokta da orasıdır.
İstasyonda bana bakan yüzünü düşündüm unutamayacağım bir doğa olayıydı bu…
Olabildiğince yalnız kalmalıyım. Başardığım ne varsa ancak yalnızlığımın karşılığıdır.
Bir gösteriş ve rehavet taşkınlığından sonra yapacağın ilk şey temiz bir nefes almak olsun.
Eğer bir hedefiniz varsa ama ona ulaşma yolunu göremiyorsanız o yolun adı tereddüt tür.
Benden daha yükseğe koyabileceğim ve böylece erişemeyeceğim bir şeyi sevebilirim sadece.
Söylediğin her şey sıkıcı ve anlaşılmaz ancak bu, söylediğin şeyin doğru olduğu anlamına gelmez.
Görevimizin hayatımızla tam olarak orantılı olması gerçeği, hayatımızı sonsuzmuş gibi gösteriyor.
Dikenli çalı, yol üstündeki büyük bir engeldir. Daha ileri gitmek istiyorsan, yanmasını beklemelisin.
Belli bir noktadan sonra, artık geri dönmek gibi bir seçenek kalmaz. Bu noktaya ulaşılması gerekir.
Sayısız saklanacak yer, tek bir kaçış şansı vardır, fakat kaçış olasılıkları, saklanacak yer kadar fazladır.
Ortalama bir yaşamın, insanı her türlü başarıya ulaştırmaya yetiyor olması bazen çok şaşırtıcı oluyor.
Sonbaharda bir yol gibi temiz pak süpürüyorsun sonra yol bir kez daha kurumuş yapraklarla örtülüyor.
Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.
Kötünün elindeki en ayartıcı silah savaşa çağrıdır. Kadınlarla yapılan savaşa benzer ki sonu yatakta biter.
Gerçek bölünemez bu yüzden kendini tanıyamaz her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır.
Her şey bir aldatmacadır en az yanılmaya bakmak normal ölçüler içinde kalmak en aşırının peşinden gitmek.
Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa niye okumaya zahmet edelim ki?
Belki bir şeylere sahipsin ama kendi varlığın yok savına verdiği cevap bir titreme ve yürek çarpıntısı oldu sadece.
Sanatımız gözümüzün gerçekle kamaşmasıdır. Geri geri kaçan ucube maskelere vuran ışıktır gerçek başka bir şey değil.
Bu gece de sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta. Benim mutluluğum sende erimektedir.
Kapımın eşiğinden atılan mektuplarının üzerinden atlıyorum her gün. Açmıyorum okumuyorum. Daha fazla özleyeyim diye.
Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik yani eylemsizliktir ikincisi başlangıç yani eylemdir.
Sonsuzluk yolunda nasıl böylesine kolayca ilerleyebildiğine hayret eden birisi vardı gerçekte hızla bayır aşağı yuvarlanıyordu.
İyiler uygun adım yürür. İyilerin varlığından habersiz olan başkaları onların çevresinde dans eder zamanın oyununu oynarlar.
Kıyamet Günü’nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdandır aslında o bir tür sıkıyönetim mahkemesidir.
İşkence görenler bedenlerini küçümsemezler, çarmıha kadar çıkarılmasına izin verirler. Böylece işkenceleriyle aynı fikirde olurlar.
Bir topluluğu kontrol etmek bireyi kontrol etmekten kolaydır. Bir topluluğun ortak bir amacı vardır. Bireyin amacı ise her zaman için şaibelidir.
Yorgunum hiçbir şey bilmiyorum tek istediğim yüzümü kucağına koymak başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.
Kimi zaman şuna inanıyorum birlikte yaşayamayacağız boyun eğip rahatça uzanıvereceğiz yan yana ölmek için. Ama ne olacaksa senin yanında olacak.
Yasama başladığın anda iki görev sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığın anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
Doğru yol gergin bir ip boyunca gider yükseğe değil de hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de insani çelmelemek içindir sanki.
Dalgaların bir su damlasını kaldırıp kıyıya atması denizdeki ezeli dalgalanma olayını asla engellemez hatta denizdeki dalgalanma kıyıya atılan damlaya borçludur varlığını.
Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı anlayamıyordum şimdiyse soru sorabileceğime nasıl inanabildiğimi anlayamıyorum. Ama gerçekte inanmıyordum ki soruyorum sadece.
Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir masanın üstündeki elmayı bir an olsun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü.
Üzüntü özlem yaşama olan bu bağlılığımla nasıl çıldırmıyorum daha? Çok yalnızım dilsizlerin yalnızlığına benziyor yalnızlığım onun için hoş görün bu gevezeliğimi dinleyecek birini bulunca boşalttım içimi susamazdım daha.
Nedense artık sana hiçbir şey yazamıyorum yalnızca bizi kalabalık dünyanın ortasında bizi yalnızca bizi ilgilendiren konular hariç. Yabancı olan her şey yabancı kalıyor. Haksızlık bu! Haksızlık! Ama dilim dönmüyor ve yüzüm koynuna yaslanmış.
Odandan çıkman gerekmez masanda oturmaya devam et ve dinle. Dinleme bile sadece bekle. Bekleme bile gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktır kendini sana. Maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine…
İnsanın belli başlı iki günahı vardır öbürleri bunlardan çıkar sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet’ten kovuldular tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli başlı sadece bir günahları var sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı sabırsızlıklarından otur geri dönemiyorlar.
Bilgeliğin başladığına ilk işaret ölmek isteğidir. Bu yaşam dayanılmaz görünür bir başkası ise erişilmez. İnsan ölmek istediği için utanmaz artık nefret ettiği eski hücresinden alınıp ilk işi nefret etmeyi öğrenmek olacağı yeni hücresine konulmak için yalvarıp yakarır. Bunda belirli bir inancın kalıntısı da etkilidir taşınma sırasında efendi koridorda görünecek tutukluya şöyle bir bakacak ve diyecektir ki bu adamın yeniden hücreye kapatılmasına gerek yok. O bana geliyor artık.
Önümde dursan ve bana baksan içimdeki acılar hakkında ne bilebilirsin ki ben seninkiler hakkında ne bilebilirim ki? Ve ayaklarına kapanıp ağlasam ve anlatsam sana cehennemin sıcak ve korkunç olduğunu anlatsalar benim hakkımda cehenneme ilişkin bildiklerinden daha fazla bilecek misin? Bu yüzden bile biz insanlar cehennemin kapısının önündeymişiz gibi birbirimizin karşısında o kadar saygılı o kadar düşünceli o kadar sevgiyle durmamız gerek.