Cemal Süreya Sözleri

Cemal Süreya Sözleri

Spread the love

Ah ayrılık, bir tek seninle ayrılamadık.

 

Aynı şehirde sen varsın, ben varım, biz yokuz..

 

Dünyamda yalnızım; gelip kalabalık eder misin?

 

Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı.

 

Üşüdüysen söyle sevgilim, seni bir KAT daha seveyim.

 

Aklıma bile gelmiyorsun artık. O kadar kalbimdesin ki…

 

Nasıl bilirdiniz? Sorusuna, tanıyamamışım deyip geçtim.

 

Kim istemez mutlu olmayı ama mutsuzluğa da var mısın?

 

Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var.

 

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur.

 

Kim demiş aşk uğruna ölmek zor? Uğruna ölünecek aşk bulmak zor.

 

Yüzü güzele kırk günde doyarsın, huyu güzele kırk yılda doyamazsın.

 

Biz kırıldık daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.

 

Nazar değmesin diye mi kurşun döküyordu kalleşler masum çocuklara?

 

Ben nerde bir çift göz gördümse tuttum onu güzelce sana tamamladım.

 

Annesinden dayak yediği halde, yine ‘anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk.

 

Düşenin dostu olmaz’ derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.

 

Öylesine sevdim ki seni, öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.

 

İkinci bir parıltı var senin bakışlarında. Keşke yalnız bunun için sevseydim seni…

 

Karşıdan karşıya geçer gibi sev beni önce bana, sonra bana sonra yine bana bak.

 

Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan

 

Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin.

 

Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.

 

Acı çektikçe insan olgunlaşırmış… Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.

 

Ellerim ceplerimde yürüyorum. Ve ben ne zaman bir şiir duysam, şahadet getiririm, ölürüm.

 

Gitmekle gidilmiyor ki, gitmekle gitmiş olamazsın; GÖNLÜN kalır, AKLIN kalır, ANILARIN kalır.

 

Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz.

 

Aslında ayrılıklar değil de, gidenin sevmediği halde ‘ seviyorum ‘ demesi en çok koyuyor insana.

 

Ben senin sevgilin, baban, ağabeyin, arkadaşınım… Biri bitse biri kalır. Seni hiç bırakmayacağım.

 

Gider gibi yapmadım ben, ya kaldım ya gittim. Sen ise kalır gibi yaptın, ama gittin ve ben bittim.

 

Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreğine giden bir bilet. Cam kenarı değil; CAN kenarı olsun.

 

Uğraşmayı bırak artık dünle ve dünündekilerle. Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene.

 

Bir kâğıda sensizlik yazdım. Yine de çok hoşuma gidiyor. Çünkü sensizlik kelimesi bile senle başlıyor.

 

Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, Ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum.

 

Dilsizdir benim acılarım, konuşmazlar kimseyle, sadece benim içimi acıtırlar, hiç hak etmediğim halde.

 

Her gece onu düşünmekten saatim ilerlemez oldu. Kim sorsa saat kaç diye, cevabım hep aynı; o’na doğru.

 

Çocuk olsam yeniden. Bir tek düştüğüm için acısa içim. Ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece.

 

Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini.

 

Unutsun beni demişsin, bu bana imkânsız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.

 

Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.

 

Bir isteğim var sadece senden, onun kokusunu al getir, onu saçlarını al getir, hatta mümkünse onu al getir bana rüzgâr.

 

Kimseyi suçlama, suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, sen ise ona her şeyini verdin.

 

Yarın bizi beraber görenler kimdi o yanındaki diye sorarlarsa beni detaylı anlatma. Kısaca; ömrümün geri kalanı dersin.

 

Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık, Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.

 

Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.

 

Keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. O senin için ne yaptı da sevdin sanki? Akıl işi değil, gönül sevdi mi gerisi bahane.

 

Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını… Kırılan kalbini de öyle unutacaksın.

 

Hayatta gözyaşlarımı hak edecek bir insan görmedim. Ya benim gözyaşlarım gereksiz, ya da uğruna gözyaşı döktüğüm insanlar değersiz.

 

Kaldı işte; çayımız bardakta. Çocukluğumuz sokaklarda. Mutluluğumuz kursağımızda. Sevdiklerimiz uzaklarda. Gülüşlerimiz fotoğraflarda.

 

Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; Değmeyenlere… Yüreğimin değmiş olması.

 

Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası. Ve yine sevgili çocuk, biliyorsun, kişi tutkularıyla yalnızlığını adlandırıyor o kadar.

 

Şimdi açsam pencereyi de beklesem… Sen gelsen… Olmaz ya hani geliversen… Hiçbir şey sormasan… Hiçbir şey söylemesen… Sussam… Sussan… Sussak…

 

Biliyorum sana giden yollar kapalı! Üstelik sende hiçbir zaman sevmedin beni. Ne kadar yakından ve arada uçurumlar, insanlar, evler aramızda duvarlar gibi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Yorum yazmak için giriş yapmalısın